Dijital Yorgunluk: Zihinsel Tükenmişliğin Yeni Yüzü
Günümüzde dijital teknolojilerin yaşamın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte, bireyler sürekli çevrimiçi olma hâline maruz kalmakta ve bu durum, zamanla zihinsel, duygusal ve bedensel bir tükenmişlik hâlini doğurmaktadır. “Dijital yorgunluk” olarak tanımlanan bu olgu, özellikle pandemi sonrası dönemde uzaktan çalışma, çevrim içi eğitim ve dijital iletişim araçlarının yoğun kullanımıyla daha da belirginleşmiş; bireysel ve toplumsal düzeyde ciddi psikososyal etkiler yaratmaya başlamıştır.

Dijital yorgunluk, yalnızca ekran karşısında uzun saatler geçirilmesinin değil, aynı zamanda bilgi bombardımanı, çoklu görev yükü, çevrimiçi etkileşimlerin sürekliliği ve dijital dikkat dağınıklığının bir sonucudur. Bu bağlamda bireyler, artan zihinsel yük ve dikkat tükenmesiyle baş edememekte; kronik yorgunluk, huzursuzluk, konsantrasyon kaybı ve hatta dijital depresyon belirtileriyle karşı karşıya kalmaktadır.
Bu sorunun psikolojik boyutunun ötesinde, iş gücü verimliliği, öğrenme performansı ve toplumsal ilişkiler üzerinde de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Çevrim içi toplantıların ardı ardına gelmesi, mesajlara anında yanıt verme beklentisi ve sürekli çevrimiçi olma baskısı, bireyin bilişsel kapasitesini aşındırmakta; özel yaşam ile iş yaşamı arasındaki sınırları belirsizleştirmektedir. Bu durum, zamanla bireyin öznel iyi oluş hâlini zayıflatarak hem bireysel hem kurumsal düzeyde verim kaybına neden olabilmektedir.
Dijital yorgunlukla mücadelede, dijital detoks uygulamaları, ekran süresinin bilinçli yönetimi, çevrimdışı zamanların artırılması ve dijital farkındalık eğitimleri ön plana çıkmaktadır. Ayrıca kurumların, çalışanlarının dijital refahını gözeten politikalar geliştirmesi ve çevrimiçi çalışma kültürünü yeniden düzenlemesi de uzun vadeli çözümler açısından kritik bir önem taşımaktadır.
Dijitalleşmenin getirdiği kolaylıklar kadar zihinsel yükleri de göz önünde bulundurmak, bireysel ve kurumsal düzeyde sağlıklı dijital alışkanlıklar geliştirmek, dijital yorgunluğun yaygınlaştığı bu çağda sürdürülebilir bir yaşam kalitesi için vazgeçilmezdir.
Yorumlar
Yorum Gönder