Kayıtlar

Boşanma Süreci: Hukuki Ve Duygusal Açıdan Bir İnceleme

Resim
Boşanma süreci, birçok çift için zorlu bir deneyim olabilir. Hem hukuki hem de duygusal açıdan karmaşık olan bu süreç, evlilik birliğinin sona erdirilmesini içerir. Boşanma sürecinin adım adım nasıl işlediğini anlamak, hem hukuki haklarınızı korumanıza yardımcı olacak hem de duygusal olarak daha sağlıklı bir geçiş yapmanıza imkan tanıyacaktır. Boşanma süreci, çiftlerden birinin boşanma davası açmasıyla başlar. Bu aşamada, boşanma nedenleri ve talepler belirtilir. Hukuki belgelerin doğru ve eksiksiz doldurulması, ilerleyen aşamalarda yaşanabilecek sorunları minimize etmek açısından önemlidir. Süreç, çoğu durumda taraflar arasında müzakere ile başlar. Mal paylaşımı, velayet düzenlemeleri ve maddi konular gibi konularda anlaşmaya varılması hedeflenir. Uzlaşma sağlandığında, mahkemeye sunulacak anlaşma metni hazırlanır. Anlaşmaya varılamadığı durumlarda ise çekişmeli boşanma davası açılır ve mahkeme süreci başlar. Taraflar, hakim karşısında görüşlerini sunarlar. Mahkeme, delilleri değerl...

Fitness ve Sosyal Medya: Gösteri, Onay ve Bedenin Dijital Temsili

Resim
Günümüzde fitness yalnızca fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda dijital çağın estetik ve kimlik üretim süreçlerinin merkezinde yer alan bir gösteri alanı hâline gelmiştir. Sosyal medya, bu süreci hem hızlandırmakta hem de şekillendirmektedir. Özellikle Instagram ve TikTok gibi görsel odaklı platformlar, bireylerin bedensel dönüşümlerini belgelemeleri ve bu dönüşümleri birer "başarı hikâyesi"ne dönüştürmeleri için önemli mecralar sunmaktadır. "Önce-sonra" fotoğrafları bu anlatının belki de en çarpıcı unsurlarından biridir. Bireyler, belirli bir zaman diliminde geçirdikleri fiziksel değişimi görselleştirerek kendilerini hem ödüllendirmekte hem de dijital izleyici kitlesinden onay beklemektedir. Bu tür içerikler, kişisel çaba ve disiplinin kamusal alanda ödüllendirildiği bir performans biçimine dönüşmektedir. Fitness pratiği, sosyal medyada yalnızca bir sağlık veya yaşam tarzı tercihi olarak değil, aynı zamanda dijital ortamda statü elde etmenin bir aracı olarak ...

Kadına Şiddet: Toplumsal Bir Sorun İncelemesi

Resim
Günümüzde kadına şiddet, dünya genelinde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kadına şiddet, fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik şekillerde gerçekleşebilir ve her seferinde toplumsal bütünlüğümüzü zedelemektedir. Kadına yönelik şiddetin çok boyutlu niteliği, yalnızca bireysel mağduriyetlerle sınırlı kalmayıp aynı zamanda sosyal dokuya da zarar vermektedir. Şiddet eylemleri, toplumsal güveni sarsmakta ve bireylerin kamusal yaşama katılımını sınırlamaktadır. Fiziksel şiddet, kadınların yaşam hakkını doğrudan tehdit ederken; psikolojik şiddet, bireyin özsaygısını ve ruhsal bütünlüğünü derinden sarsar. Cinsel ve ekonomik şiddet ise kadının bedenine ve ekonomik özgürlüğüne yönelik sistematik bir tahakküm biçimidir. Bu tür şiddetin yaygınlığı, yalnızca bireysel davranışlarla değil, aynı zamanda yapısal eşitsizliklerle de bağlantılıdır. Dolayısıyla sorunun çözümü, hem bireysel hem kurumsal düzeyde müdahaleleri gerektirir. Kadına şiddet, bir kişinin cinsiyeti nedeniyle maruz kaldı...

Prof. Dr. Orhan Türkdoğan: Türk Sosyolojisinin Hafızası Sonsuzluğa Uğurlandı

Resim
2 Şubat 2024 Cuma günü, Türk sosyoloji camiası derin bir acı yaşadı. 96 yıllık ömrünü ilme, millete ve hakikate adayan duayen sosyolog Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Hakk’a yürüdü. Eyüp Sultan Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından ebediyete uğurlanan Türkdoğan, ardında yalnızca akademik metinler değil, aynı zamanda fikrî bir miras ve sosyolojik bir hafıza bıraktı. Gökalp Ekolünün Son Büyük Temsilcisi Prof. Türkdoğan, sosyolojik düşüncesini Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu ve Erol Güngör çizgisinde temellendiren, bu çizgiyi hem teorik hem uygulamalı çalışmalarla 21. yüzyıla taşıyan bir düşünce adamıydı. Onun sosyolojisi; yalnızca saha araştırmalarına dayalı gözleme ve istatistiğe değil, aynı zamanda tarihsel bilinç, kültürel bağlam ve millet olma şuuruna yaslanıyordu. Sosyolojiyi bir laboratuvar değil, bir millet inşa aracı olarak gören bu yaklaşımı, onu Türkiye’nin çağdaş sorunlarına millî perspektiften çözüm arayan özgün bir ilim adamına dönüştürdü. Akademik v...

Kadın Liderlerin Rolü ve Önemi

Resim
Tarih boyunca liderlik, genellikle erkeklerin hüküm sürdüğü bir alan olarak kabul edilmiştir. Ancak son yıllarda, kadınların liderlik rollerini üstlenmesi ve bu alanda etkili bir şekilde görev alması, kadın liderlerin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Peki, kadın liderlerin rolü ve önemi nedir? Kadınların liderliğe yükselmesi, yalnızca bireysel başarı olarak değil, aynı zamanda toplumsal yapının dönüşümüne katkı sağlayan bir gelişmedir. Erkek egemen yönetim biçimlerinin alternatifi olarak kadınların liderliği, yönetimde denge ve çoğulculuk sağlar. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliği idealinin sadece söylemde değil, pratikte de hayata geçmesine olanak tanır. Kadın liderler, yalnızca kadınlar için değil, tüm toplum için daha demokratik ve katılımcı bir yönetim anlayışını temsil eder. Kadın Liderlerin Farklı Perspektifi Kadınlar, erkeklere göre farklı yaşam deneyimlerine ve perspektiflere sahip olabilirler. Bu da onların karar alma süreçlerine, stratejik planlamaya ve problem çözme...

Psikoterapi: Hangi Yöntem Size Uygun?

Resim
Psikoterapi, bireylerin içsel çatışmalarını anlamlandırmaları, geçmiş deneyimlerle yüzleşmeleri ve sağlıklı baş etme stratejileri geliştirmeleri için etkili bir yöntemdir. Ancak psikoterapinin etkili olabilmesi için doğru yaklaşımın seçilmesi büyük önem taşır. Her bireyin ihtiyaç duyduğu psikoterapi yöntemi, yaşam öyküsüne, mevcut sorunlarına ve kişilik yapısına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Uygun terapi yöntemini belirlemeden önce, kişinin yaşadığı zorlukları doğru tanımlaması ve beklentilerini netleştirmesi gerekir. Bu süreçte bir uzman eşliğinde değerlendirme yapılması, terapinin sağlıklı ilerlemesi açısından önemlidir. Terapi, yalnızca sorunları ortadan kaldırmayı değil, bireyin kendini yeniden tanımasını ve kişisel gelişimini desteklemeyi de amaçlar. Psikoterapinin sunduğu geniş yelpazedeki yaklaşımlar, bireysel farklılıklara hitap eder. Bazı terapiler daha yapılandırılmış ve çözüm odaklı iken, bazıları iç görü ve duygusal derinleşmeyi önceleyebilir. Bu yazıda en sık başvuru...

Uyuşturucunun Psikolojik Etkileri: Zihne Yolculuk

Resim
Uyuşturucular, bireyin psikolojik yapısında derin ve bazen geri dönüşü olmayan değişikliklere neden olabilir. Her bir uyuşturucu maddenin psikolojik etkileri farklılık gösterse de, genel olarak uyuşturucu kullanımının ruh hali, düşünce yapısı ve davranış üzerindeki etkileri oldukça belirgindir. Bu makalede, uyuşturucunun psikolojik etkilerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Uyuşturucunun Kısa Vadeli Psikolojik Etkileri  Uyuşturucu maddelerin kullanımı, yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda zihinsel işleyişi doğrudan etkileyen ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Bu maddeler, merkezi sinir sistemi üzerinde etki göstererek kişinin algı, duygu, düşünce ve davranışlarında kısa vadeli ama yoğun değişiklikler yaratır. İlk kullanımdan itibaren ortaya çıkan bu psikolojik etkiler, bireyin hem kendisiyle hem de çevresiyle olan ilişkisini bozar; bazen geri dönüşü zor sonuçlara zemin hazırlar.  1. Duygusal Dalgalanmalar:  Uyuşturucular, beyindeki nörotransmiter dengesini değişti...