Kayıtlar

Türk Tarihçiliğinin Kaybı: Prof. Dr. Mücteba İlgürel’in Vefatı

Resim
Türk tarihçiliğine uzun yıllar hizmet etmiş, Osmanlı tarihi alanındaki çalışmalarıyla öne çıkan Türk Tarih Kurumu (TTK) Şeref Üyesi Prof. Dr. Mücteba İlgürel, 85 yaşında yaşamını yitirdi. İlgürel’in cenazesi, memleketi Balıkesir’deki tarihi Zağanos Paşa Camii’nde 24 Nisan 2025 Perşembe günü ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. Türk Tarih Kurumu, yayımladığı taziye mesajında şu ifadelere yer verdi: "Kurumumuzun Şeref Üyelerinden Prof. Dr. Mücteba İlgürel'in vefat haberini derin bir teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Osmanlı tarihçiliğine ve akademik camiaya yaptığı katkılar daima hatırlanacaktır. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, öğrencilerine ve tüm ilim dünyasına sabır ve başsağlığı dileriz." Bir Akademik Hayatın İzleri: Osmanlı Tarihine Adanmış Bir Ömür 1939 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Prof. Dr. Mücteba İlgürel, ilk ve ortaöğrenimini doğduğu şehirde tamamladıktan sonra, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fak...

Dijital Medyanın Toplumsal Davranışlar Üzerinde Etkileri

Resim
Günümüzde, dijital medya ve sosyal medya platformlarının toplum üzerindeki etkisi göz ardı edilemez bir hâle gelmiştir. Sosyal bilimler, bu fenomeni inceleyerek dijital medyanın ve sosyal medyanın toplumsal davranışlar üzerindeki karmaşık etkilerini anlamaya çalışmaktadır.   Sosyal bilimler, toplumun yapısını, ilişkilerini ve bireylerin davranış kalıplarını inceleyen disiplinler bütünüdür. Sosyoloji, psikoloji, iletişim bilimi, antropoloji ve siyaset bilimi gibi alanlar, dijital medya ortamlarında şekillenen yeni toplumsal dinamikleri anlamaya yönelik yoğun çalışmalar yürütmektedir. Dijitalleşmenin gündelik hayatla bu denli iç içe geçtiği çağımızda, sosyal bilimsel bakış açısı büyük önem taşımaktadır. Dijital medya ve sosyal medya, insanların iletişim biçimlerini, bilgiye erişim yollarını ve hatta kimlik algılarını köklü biçimde dönüştürmüştür. Geleneksel medya ortamları, tek yönlü ve merkezi yapısıyla sınırlı bir iletişim sağlarken; dijital medya bireylerin hem içerik tüketicisi...

Kadına Şiddet Nasıl Önlenebilir?

Resim
Kadına şiddet, toplumlarımızın birçok kesiminde ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Bu sorunun çözümü, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde birçok farklı faktörün bir araya gelmesini gerektirir. Bu makalede, kadına şiddetin nasıl önlenebileceği hakkında önemli ipuçlarını ve yöntemleri ele alacağız. 1. Toplumsal Farkındalık Oluşturmak Toplumsal farkındalık oluşturmak, kadına şiddetle mücadelede önemli bir adımdır. Bu kavram, toplumun geniş kesimlerini, kadına şiddetin ciddiyeti ve yaygınlığı konusunda bilinçlendirmeyi ve harekete geçirmeyi amaçlar. Kadına şiddet, dünya genelinde var olan evrensel bir sorundur ve her toplumun bir parçasıdır. Fiziksel, duygusal, cinsel veya ekonomik şekillerde gerçekleşebilir ve mağdurları, yaş, cinsiyet, ekonomik durum veya etnik köken ayrımı yapmaksızın etkileyebilir. Kadına yönelik şiddetin bu çeşitliliği, toplumsal bir sorun olarak ele alınmasını gerektirir. Toplumsal farkındalık, insanları kadına şiddetin ne olduğu, nasıl tanınabi...

Anlaşmalı Boşanmanın Faydaları: Hukuki, Ekonomik Ve Psikososyal Bir Değerlendirme

Resim
Boşanma, bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları en karmaşık ve çok boyutlu süreçlerden biridir. Hukuki yönleri kadar duygusal ve toplumsal etkileriyle de dikkat çeker. Bu bağlamda, anlaşmalı boşanma, özellikle medeni hukuk sistemlerinde tercih edilen ve taraflara önemli avantajlar sağlayan bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Tarafların kendi aralarında mutabakata vararak evlilik birliğini sonlandırmaları, süreci hem daha sağlıklı hem de daha az yıpratıcı hale getirebilir. Aşağıda, anlaşmalı boşanmanın öne çıkan başlıca faydaları sistematik biçimde ele alınmaktadır. Anlaşmalı boşanma, klasik çekişmeli boşanma davalarının aksine, tarafların mahkeme öncesinde uzlaşmaları esasına dayanır. Bu durum, uzun süren yargılamaların ve karmaşık hukuki işlemlerin önüne geçer. Tarafların boşanmanın mali sonuçları, velayet ve nafaka gibi konularda önceden mutabakata varmaları, mahkemenin karar vermesini kolaylaştırır ve süreci önemli ölçüde hızlandırır. Böylece hem yargı sistemi üzerindeki yük azalır ...

Tüketim Toplumu, Minimalizm ve İhtiyaç Kavramının Değişimi

Resim
 Modern kapitalist toplumların belirleyici unsurlarından biri, tüketim kültürünün yaygınlaşmasıdır. Üretimden ziyade tüketimin merkezde yer aldığı bu toplumsal yapı, bireylerin değerlerini, ilişkilerini ve yaşam biçimlerini derinden etkilemektedir. Sanayi devriminden günümüze kadar geçen süreçte, tüketim yalnızca bir ekonomik faaliyet olmaktan çıkmış; kimlik inşasının, statü sembollerinin ve hatta mutluluk anlayışının aracı haline gelmiştir. Kapitalist sistemin özünde, sürekli büyüme ve kar maksimizasyonu hedeflenir. Bu durum, tüketicilerin sürekli olarak daha fazla ürüne ihtiyaç duyması gerektiği algısını beslemiştir. Reklamcılık, medya ve popüler kültür, bu algının pekiştirilmesinde merkezi roller üstlenmiş; bireylerin ihtiyaç ve arzuları manipüle edilerek tüketim davranışları yönlendirilmiştir. Tüketim kültürünün yaygınlaşması, toplumsal ilişkilerin de piyasa dinamikleri çerçevesinde şekillenmesine neden olmuştur. Hediyeleşmeden özel gün kutlamalarına, aidiyet ve sevgi gibi kavr...

Popülizm ve Toplumun Temsili: Kitlelerin Politik Duygularını Moscovici Üzerinden Okumak

Resim
Serge Moscovici'nin sosyal temsiller kuramı, bireylerin ve grupların dünyayı anlamlandırma biçimlerini incelemekle kalmaz; aynı zamanda modern demokrasilerde kolektif bilincin nasıl biçimlendiğine dair güçlü ipuçları sunar. Bu kuramdan hareketle, çağdaş siyasette popülizmin yükselişi, yalnızca ekonomik ya da kurumsal krizlerin değil, aynı zamanda kolektif hayal gücü ve ortak temsillerin yeniden yapılandırılmasının bir sonucu olarak da okunabilir. Popülizm, toplumun “gerçek sesi”ni temsil ettiğini iddia ederken, aslında irrasyonel ve duygusal tepkileri siyasallaştıran bir anlatı inşa eder. Moscovici’ye göre sosyal temsiller, bilimsel bilgiye alternatif olan “ortak bilgi sistemleri”dir ve bu sistemler, karmaşık gerçeklikleri daha anlaşılır hale getirirken çoğu zaman indirgemeci, sembolik ve duygusal öğelerle donatılmıştır. Popülist söylem de bu bağlamda, halkın karmaşık sosyoekonomik problemlerini basit dikotomiler üzerinden yeniden temsil eder: halk vs. elitler, biz vs. onlar, içer...

Boşanma Süreci: Hukuki Ve Duygusal Açıdan Bir İnceleme

Resim
Boşanma süreci, birçok çift için zorlu bir deneyim olabilir. Hem hukuki hem de duygusal açıdan karmaşık olan bu süreç, evlilik birliğinin sona erdirilmesini içerir. Boşanma sürecinin adım adım nasıl işlediğini anlamak, hem hukuki haklarınızı korumanıza yardımcı olacak hem de duygusal olarak daha sağlıklı bir geçiş yapmanıza imkan tanıyacaktır. Boşanma süreci, çiftlerden birinin boşanma davası açmasıyla başlar. Bu aşamada, boşanma nedenleri ve talepler belirtilir. Hukuki belgelerin doğru ve eksiksiz doldurulması, ilerleyen aşamalarda yaşanabilecek sorunları minimize etmek açısından önemlidir. Süreç, çoğu durumda taraflar arasında müzakere ile başlar. Mal paylaşımı, velayet düzenlemeleri ve maddi konular gibi konularda anlaşmaya varılması hedeflenir. Uzlaşma sağlandığında, mahkemeye sunulacak anlaşma metni hazırlanır. Anlaşmaya varılamadığı durumlarda ise çekişmeli boşanma davası açılır ve mahkeme süreci başlar. Taraflar, hakim karşısında görüşlerini sunarlar. Mahkeme, delilleri değerl...

Fitness ve Sosyal Medya: Gösteri, Onay ve Bedenin Dijital Temsili

Resim
Günümüzde fitness yalnızca fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda dijital çağın estetik ve kimlik üretim süreçlerinin merkezinde yer alan bir gösteri alanı hâline gelmiştir. Sosyal medya, bu süreci hem hızlandırmakta hem de şekillendirmektedir. Özellikle Instagram ve TikTok gibi görsel odaklı platformlar, bireylerin bedensel dönüşümlerini belgelemeleri ve bu dönüşümleri birer "başarı hikâyesi"ne dönüştürmeleri için önemli mecralar sunmaktadır. "Önce-sonra" fotoğrafları bu anlatının belki de en çarpıcı unsurlarından biridir. Bireyler, belirli bir zaman diliminde geçirdikleri fiziksel değişimi görselleştirerek kendilerini hem ödüllendirmekte hem de dijital izleyici kitlesinden onay beklemektedir. Bu tür içerikler, kişisel çaba ve disiplinin kamusal alanda ödüllendirildiği bir performans biçimine dönüşmektedir. Fitness pratiği, sosyal medyada yalnızca bir sağlık veya yaşam tarzı tercihi olarak değil, aynı zamanda dijital ortamda statü elde etmenin bir aracı olarak ...

Kadına Şiddet: Toplumsal Bir Sorun İncelemesi

Resim
Günümüzde kadına şiddet, dünya genelinde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kadına şiddet, fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik şekillerde gerçekleşebilir ve her seferinde toplumsal bütünlüğümüzü zedelemektedir. Kadına yönelik şiddetin çok boyutlu niteliği, yalnızca bireysel mağduriyetlerle sınırlı kalmayıp aynı zamanda sosyal dokuya da zarar vermektedir. Şiddet eylemleri, toplumsal güveni sarsmakta ve bireylerin kamusal yaşama katılımını sınırlamaktadır. Fiziksel şiddet, kadınların yaşam hakkını doğrudan tehdit ederken; psikolojik şiddet, bireyin özsaygısını ve ruhsal bütünlüğünü derinden sarsar. Cinsel ve ekonomik şiddet ise kadının bedenine ve ekonomik özgürlüğüne yönelik sistematik bir tahakküm biçimidir. Bu tür şiddetin yaygınlığı, yalnızca bireysel davranışlarla değil, aynı zamanda yapısal eşitsizliklerle de bağlantılıdır. Dolayısıyla sorunun çözümü, hem bireysel hem kurumsal düzeyde müdahaleleri gerektirir. Kadına şiddet, bir kişinin cinsiyeti nedeniyle maruz kaldı...

Prof. Dr. Orhan Türkdoğan: Türk Sosyolojisinin Hafızası Sonsuzluğa Uğurlandı

Resim
2 Şubat 2024 Cuma günü, Türk sosyoloji camiası derin bir acı yaşadı. 96 yıllık ömrünü ilme, millete ve hakikate adayan duayen sosyolog Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Hakk’a yürüdü. Eyüp Sultan Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından ebediyete uğurlanan Türkdoğan, ardında yalnızca akademik metinler değil, aynı zamanda fikrî bir miras ve sosyolojik bir hafıza bıraktı. Gökalp Ekolünün Son Büyük Temsilcisi Prof. Türkdoğan, sosyolojik düşüncesini Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu ve Erol Güngör çizgisinde temellendiren, bu çizgiyi hem teorik hem uygulamalı çalışmalarla 21. yüzyıla taşıyan bir düşünce adamıydı. Onun sosyolojisi; yalnızca saha araştırmalarına dayalı gözleme ve istatistiğe değil, aynı zamanda tarihsel bilinç, kültürel bağlam ve millet olma şuuruna yaslanıyordu. Sosyolojiyi bir laboratuvar değil, bir millet inşa aracı olarak gören bu yaklaşımı, onu Türkiye’nin çağdaş sorunlarına millî perspektiften çözüm arayan özgün bir ilim adamına dönüştürdü. Akademik v...

Kadın Liderlerin Rolü ve Önemi

Resim
Tarih boyunca liderlik, genellikle erkeklerin hüküm sürdüğü bir alan olarak kabul edilmiştir. Ancak son yıllarda, kadınların liderlik rollerini üstlenmesi ve bu alanda etkili bir şekilde görev alması, kadın liderlerin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Peki, kadın liderlerin rolü ve önemi nedir? Kadınların liderliğe yükselmesi, yalnızca bireysel başarı olarak değil, aynı zamanda toplumsal yapının dönüşümüne katkı sağlayan bir gelişmedir. Erkek egemen yönetim biçimlerinin alternatifi olarak kadınların liderliği, yönetimde denge ve çoğulculuk sağlar. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliği idealinin sadece söylemde değil, pratikte de hayata geçmesine olanak tanır. Kadın liderler, yalnızca kadınlar için değil, tüm toplum için daha demokratik ve katılımcı bir yönetim anlayışını temsil eder. Kadın Liderlerin Farklı Perspektifi Kadınlar, erkeklere göre farklı yaşam deneyimlerine ve perspektiflere sahip olabilirler. Bu da onların karar alma süreçlerine, stratejik planlamaya ve problem çözme...